Ulaşım hızlandı, bizleri kavuşturan yollar çoğaldı. Ama işte, daha az gidip geliyoruz birbirimize, daha zor yetişiyoruz gideceğimiz yere. Farkettiniz mi ne çok kullanıyoruz şu sözü: “Hiç görüşemiyoruz!”
İletişim olanakları müthiş! Gelişmelere şaşıp kalıyoruz. Daha neler göreceğiz kim bilir bu alanda… O zaman da ‘hiç görüşemiyoruz’lar daha mı sıklaşır dersiniz?
Ya turizmdeki atılımlara ne demeli? Ödeme kolaylıklarıyla birlikte sunulan birbirinden çekici turlar… Sizin yerinize düşünülmüş, düşlerinizi, sizi aşan incelikler, ayrıntılar. Seçim size kalmış… Şimdi geziyor, sonra ödüyorsunuz! Cennet kıyılarda, ünlü meydanlarda, Kanada’da ya da Mısır’da… Gezmek bile zorunluluk haline geldi. Oysa ‘gezgin’lik sadece bazı insanların hakkını verebildiği bir merak ya da tutku belki de…
On yıl kadar önce, Konya’nın Kulu ilçesine gitmiştik. İlçenin 5 kilometre doğusundaki bir göldü hedefimiz. Düden (Kulu) Gölü. Kuş çeşitliliğiyle, göçmen kuşlarıyla ünlüydü göl. Flamingolarıyla; Gülen Sumru’su, Küçük Batağan’ı, Poyrazkuşu’yla… Göç yolları üzerindeydi. Çok önemliydi. Her yıl çok sayıda yabancı kuş gözlemcisi geliyordu. Biz de bir Kululu’ya yolunu sorduk giderken, “nasıldır?” diye: “Bilmem, hiç gitmedim!” demez mi?
Gelelim çevre konusuna… Belediyelerimiz son senelerde çevre düzenlemelerinde çağ atladıysa da bu çevrecilikle karıştırılmamalı. Kent içi ulaşımda çevreci bir anlayışın olmazsa olmazı raylı sistemdir. Hele Adapazarı gibi dümdüz bir ovada kurulmuşsa şehir, başka bir şekil düşünülebilir mi? Ama biz benzin tüketmeyi seviyoruz yine de… Belediyelerimiz de bizi.
Küresel ısınma, Çin ve Hindistan’ın tüketim talebindeki hızlı artış, petrol fiyatlarının fren tutmayışı, tarım alanlarının bio-yakıt üretimine ayrılması… Bunlar dünya çapında sorunlarmış, acil önlemler alınmazsa küresel kargaşaya yol açacakmış…
Masal dinliyoruz sanki… Sorarsanız herkes rahatsız, ama gerçekten dert edenlerin ya da çevreci bir eyleme katılmasa bile çevreye duyarlılık hatırına bazı rahatlıklardan vazgeçenlerin sayısı ne kadar az!
Dünyadaki güzellikler, rahatlıklar, bolluk, bize vadedilenler gözümüzü kamaştırıyor ama, aslında basit bir gerçek var ortada: Dünya çapında, günde sadece 1 Dolar’ın altında bir gelirle yaşamaya çalışan milyonlar var… Fiyatlar yükselince aç kalıyorlar; pahalı almak gibi bir lüksü de yok onların… Sınırda! Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) raporunda bu durumun geçici olmadığı; önümüzdeki yıl fiyat artışının süreceği belirtiliyor. ‘Tok açın halinden anlamaz’mış! Ama bu kadarını kastetmemiş canım, atalarımız; ne bilsinler küreselleşeceğimizi!?
08/05/2008
Bizim Sakarya Gazetesi