“Nart Ateşi”

 

1-DSC_0137

İlk kez bir arada görüyorum, siyahlar giymiş bu kadar çok genci. Hiç gitmedim ama sanki bir rock konserine gitmiş gibi…

Çerkezlerin Kafkasya’dan sürgün edilişlerinin, Anadolu topraklarına çıkışlarının anma günü 21 Mayıs. Her yıl Kefken’in Karaağaç Köyü’nde toplanıyorlar. Anma etkinlikleri yapılıyor burada.

Köydeki törenler için geç kaldığımızı biliyoruz. Kafileler Babalı sahiline yönelmişler bile. Ülkenin çeşitli yerlerinden Kafkas Kültür Derneklerinin otobüsleri, otomobiller akın akın geçiyor yanımızdan. Biz de mi takılsak peşlerine? Yok, gelmişken köyü de görelim…

Mezarlıkta bizden başka iki kişi var. Tören burada yapılmış. Siyah t-şörtlü iki genç. ‘Sürgün anıtı’nın önünde birbirlerinin fotoğrafını çekiyorlar.

1-DSC_0055

1-DSC_0020

 

Anıtın bir yüzünde “Sözüm sanadır yavrum” diyen bir sesleniş:

“Yüz yıllık yaşanılmış bir sürgün

Gümüş eyeriyle

Yırtık çizmesiyle

Bir gölge gibi sessiz

…ağır aksak

Gelip geçti dün…

Atını ve kalpağını yitirmişti…” diye başlıyor…

“Yavrum sözüm sanadır; umudum ve geleceğim sanadır. Her yıl 21 Mayıs 1864’ün anısına; gözlerim gök, esen yel ruhum, seni arayacak sonsuza dek… Unutma ve unutturma…” diye bitiyor.

Babalı sahilini bulana kadar birkaç kişiye “otobüsler buradan geçti mi?” diye soruyoruz. Binlerce kişinin toplanacağı bir yer… Tabela koymak akıllarına gelmemiş!

Gelenlerin bir bölümü törenin yapılacağı kayalıkların bulunduğu tepenin üstünde toplanmaya başlamış. Tören günbatımında. Kayalık bir tepe ve tepenin üstünde iki bina. Bildiğimiz özensiz, çirkin yapılardan. Uzaktan görüyoruz.

1-DSC_0017

Kumsalda yürüyenlerin çoğu siyahlar giymiş. Kumsal geniş… Çocuklar oynuyor, yuvarlanıyor kumlarda. Gençler çoğunlukta. Kumsaldaki başka bir tepenin üzerinde toplanıyor, sonra tekrar kayalık tepeye yöneliyorlar. Hava ılık, Karadeniz sakin… Ak mı ak, inadına…

Fotoğraf çektiğimizi görünce, geleneksel Kafkas giysili iki genç çevik Kafkas dans figürlerini kıvırıveriyor bize…

Günbatımında deniz kenarındaki kayalık burunda toplanıyoruz. Etkileyici bir tören olacağa benziyor. 1-DSC_0104

Konuşmalar… Ağıtlar… Denize çelenk bırakılıyor, karanfiller atılıyor. Karanfiller yüzüyor suyun üstünde… Kafkas Federasyonu Başkanı Cihan Candemir barışın önemini vurguluyor, yaptığı konuşmada.

Çarlık Rusyasından 1864 yılında iki milyona yakın Çerkez’in sürgün edilişinin 145’inci yıldönümü bugün. Yaklaşık üçte biri hastalıktan, açlıktan, yokluktan kırılmış. Karadeniz’i geçmeyi başaranların Osmanlı topraklarına ilk çıktığı yer burası… Kandıra’nın Kefken Karaağaç Köyü, Babalı sahili…

Şimdi de sahile ilk ayak basan sürgün Çerkezlerin sığındığı mağaranın önündeyiz. İçerisi mumlarla aydınlatılmış. Daha büyük bir mağara hayal etmiştim…

1-DSC_0140

Mağaranın önünde gençlerin geleneksel giysileriyle sahneledikleri sürgün oratoryosu… Etkileyici bir gösteri…

1-DSC_0162

Benim de bir Çerkez büyük anneannem olduğu geliyor aklıma. Bir de fotoğraf: Emine Hanım, Ordu’daki evinin bahçesinde yere oturmuş… Bir taş duvarın önünde. Ellerini birbirine kavuşturmuş… Hüzünlü, dalgın yüzü… kim bilir niye. Hakkında bildiklerim öyle az ki… Belki de, Cihan Candemir’in törende belirttiği gibi etnik kimliklerini unutmayı, unutturmayı, en azından vurgulamamayı seçmişler. Türkiye’nin her bölgesi bu konularda kucaklayıcı değil Adapazarı gibi… Ben de buraya bir yerlerden geldim, Adapazarlı oldum. Ama tamamen rastlantı sonucu; evlilik yoluyla… Aklım ereli beri millet ayırmam. Onun için ilahi bir rastlantı gibi gelir bu bana. Adapazarı, Necati Mert’in dediği gibi Nuh’un gemisi:

“Adapazarı gerçekten Nuh’un gemisidir. Bunca coğrafyadan bunca göçle bunca millet gelmiş. Yerleşik Manavlarla göçer Yörükleri geçelim. Kafkasya’dan Gürcüler, Abhazlar, dil bilen yani Mohti Lazlar, Hemşinliler, Çerkezler; Kırım’dan Tatarlar; Balkanlardan ve Rumeli’nden Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Sırplar, Gagavuzlar yani Hristiyan Türkler, Muhacirler yani Türk kökenli Yörük ve Türkmenler gelmiş. Farklı nedenlerle Kurmançlar, Zazalar, Karadenizliler yani Türkçe dışında dil bilmeyen Türkmenler gelip yerleşmiş. Bunlara adeta çeşit olsun için az sayıda Ermeni, Rum ve Arap’ı da katın. İşte Adapazarı.”(Hikâyem Adapazarı/Necati Mert/Heyamola Yayınları)

1-DSC_0089

21 Mayıs… Çerkezlerin Kafkasya’dan sürgün edilişlerinin, Anadolu topraklarına çıkışlarının anma günü. Gece oldu; günün sonuna vardık. Sahilde meşaleli yürüyüş… Yüzlerce kişi ta uzaktan, tutuşturulmayı bekleyen ‘Nart Ateşi’ne* doğru yürüyor, ne hoş, ışık ışık…

1-DSC_0227

* Çerkez mitolojisinden.

Fotoğraflar: Tamay Açıkel

04/06/2009

Bizim Sakarya Gazetesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir